9786055545055
385137
https://www.sehadetkitap.com/urun/anadolunun-kurtulus-destani-perde-arkasindaki-kahramanlar
Anadolu'nun Kurtuluş Destanı; Perde Arkasındaki Kahramanlar
93.80
Kurtuluş Savaşı, tarihin hiçbir döneminde esaret altında yaşamamış Türk milletinin, kadını erkeği, yaşlısı genci, köylüsü kentlisi ile top yekûn verdiği, dünyada pek az millete nasip olan destansı bir mücadeledir. Cephede çarpışmak kadar, ordunun erzak ve cephane ikmalini sağlamak da son derece hayati önem taşımaktaydı. Cepheye ulaşan yollar, gece gündüz sırtında mermi taşıyan ya da malzeme yüklü kağnıları sevk eden kadınlarla doluydu.
Kurtuluş Savaşı boyunca demiryollarının eksikliği kendisini kuvvetle hissettirecekti. İşte ihtiyaç duyulan silah, cephane ve malzemenin cepheye ulaştırılması için tek yol kalıyordu. Bu iş için kadınlardan oluşan Kağnı Kolları kurulmuştu. Kağnı Kollarını gören Mustafa Necati bu müthiş manzarayı şöyle anlatır: Uzun ve gölgesiz yollardan kesintisiz bir akışla harp meydanlarına inen mübarek kafilelere her zaman rast gelirdim. Manzara hiç değişmezdi. Zayıf öküzlerin çektiği cephane yüklü arabalar ve bunların başında yanık yüzlü, çıplak ayaklı kadınlar, ihtiyarlar ve hatta çocuklar... Çok defa yolun kenarına çekilir, onların geçişini gözlerim yaşararak seyreder, kağnıların gıcırtılarını ilahi bir musiki gibi dinlerdim.
Cephe Komutanı Ali Fuat Paşanın da Kağnı Kollarıyla ilgili bir hatırası vardır. Şiddetli soğuklarda erzak ve cephaneyi sipere ulaştırmaya çalışan bir ihtiyara yaklaşarak soruyor: Nine üşüyor musun?, şu cevabı alıyor; Hayır oğlum. Düşman, topraklarımıza ayak bastığından beri içim yanıyor. Gerçekten de savaş süresince ordunun ikmalini sağlayan Kağnı Kolları bir ulaşım mucizesi ortaya çıkarmış, bu durum bir milletvekilinin Meclisin önüne kağnı heykeli dikilmesine dair önerge vermesine neden olmuştur.
Kurtuluş Savaşı, tarihin hiçbir döneminde esaret altında yaşamamış Türk milletinin, kadını erkeği, yaşlısı genci, köylüsü kentlisi ile top yekûn verdiği, dünyada pek az millete nasip olan destansı bir mücadeledir. Cephede çarpışmak kadar, ordunun erzak ve cephane ikmalini sağlamak da son derece hayati önem taşımaktaydı. Cepheye ulaşan yollar, gece gündüz sırtında mermi taşıyan ya da malzeme yüklü kağnıları sevk eden kadınlarla doluydu.
Kurtuluş Savaşı boyunca demiryollarının eksikliği kendisini kuvvetle hissettirecekti. İşte ihtiyaç duyulan silah, cephane ve malzemenin cepheye ulaştırılması için tek yol kalıyordu. Bu iş için kadınlardan oluşan Kağnı Kolları kurulmuştu. Kağnı Kollarını gören Mustafa Necati bu müthiş manzarayı şöyle anlatır: Uzun ve gölgesiz yollardan kesintisiz bir akışla harp meydanlarına inen mübarek kafilelere her zaman rast gelirdim. Manzara hiç değişmezdi. Zayıf öküzlerin çektiği cephane yüklü arabalar ve bunların başında yanık yüzlü, çıplak ayaklı kadınlar, ihtiyarlar ve hatta çocuklar... Çok defa yolun kenarına çekilir, onların geçişini gözlerim yaşararak seyreder, kağnıların gıcırtılarını ilahi bir musiki gibi dinlerdim.
Cephe Komutanı Ali Fuat Paşanın da Kağnı Kollarıyla ilgili bir hatırası vardır. Şiddetli soğuklarda erzak ve cephaneyi sipere ulaştırmaya çalışan bir ihtiyara yaklaşarak soruyor: Nine üşüyor musun?, şu cevabı alıyor; Hayır oğlum. Düşman, topraklarımıza ayak bastığından beri içim yanıyor. Gerçekten de savaş süresince ordunun ikmalini sağlayan Kağnı Kolları bir ulaşım mucizesi ortaya çıkarmış, bu durum bir milletvekilinin Meclisin önüne kağnı heykeli dikilmesine dair önerge vermesine neden olmuştur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.