Ümmetin toplumsal varlığı, düşüşünün 1924'te resmi olarak ilan edilmesiyle beraber temel değerlerini kaybetti ve başka varlıkların, farklı kültür ve medeniyetlerin bir parçası haline geldi. Böylece iki seçenek arasında kaldı: Ya bu yabancı kültürlerin içinde eriyip bir daha dönmemek üzere ortadan kaybolacaktı ya da ümmetin siyasi toplumsal varlığını tekrar elde etmek adına her türlü güçlükle sarılı olan uzun tecrübe harbine dalmak için kendisinden istenilen mukavemeti gösterecekti.
1928 yılında kurulmasından itibaren ‘Müslüman Kardeşler Cemaati' yolun tamamlanması ve hedeflerin gerçekleşmesi için bu zorlukların içine dalmayı ve cemaatin kurulmasından seneler önce düşen ümmetin varlığını tekrar ortaya çıkarmanın zorluklarını taşımayı seçti…
Cemaatin kurulmasıyla birlikte ümmet için varlığının geri gelmesi ve bekasını koruması ümidinin kapısı açılmış oldu. Cemaat, ümmetin siyasi varlığının çöküşünden sonra Müslümanların kendilerini içinde buldukları sıkıntılı durumu kaldırdı. Çünkü Müslümanlar, ümmetin birliğini ve yok olmuş siyasi varlığını geri getirmek için, açıkça tanımlanmış bir plan aracılığıyla çalışan yeni bir oluşum buldular.
Müslüman Kardeşler Cemaati, kendisini ümmetin bir alternatifi olarak hiçbir zaman takdim etmedi. Bilakis kendisini Müslümanların birliğini geri getirmek için çalışan ve Müslümanların içinden çıkan bir cemaat olarak nitelendirdi. Kendini bir alternatif olarak değil bir kılavuz olarak gördü. Böylece samimi kişiler bu cemaatin etrafında birleştiler. Ümmeti tekrar dünyanın liderliğine getirmek isteyen herkes onunla iş birliği içine girdi.
Ümmetin toplumsal varlığı, düşüşünün 1924'te resmi olarak ilan edilmesiyle beraber temel değerlerini kaybetti ve başka varlıkların, farklı kültür ve medeniyetlerin bir parçası haline geldi. Böylece iki seçenek arasında kaldı: Ya bu yabancı kültürlerin içinde eriyip bir daha dönmemek üzere ortadan kaybolacaktı ya da ümmetin siyasi toplumsal varlığını tekrar elde etmek adına her türlü güçlükle sarılı olan uzun tecrübe harbine dalmak için kendisinden istenilen mukavemeti gösterecekti.
1928 yılında kurulmasından itibaren ‘Müslüman Kardeşler Cemaati' yolun tamamlanması ve hedeflerin gerçekleşmesi için bu zorlukların içine dalmayı ve cemaatin kurulmasından seneler önce düşen ümmetin varlığını tekrar ortaya çıkarmanın zorluklarını taşımayı seçti…
Cemaatin kurulmasıyla birlikte ümmet için varlığının geri gelmesi ve bekasını koruması ümidinin kapısı açılmış oldu. Cemaat, ümmetin siyasi varlığının çöküşünden sonra Müslümanların kendilerini içinde buldukları sıkıntılı durumu kaldırdı. Çünkü Müslümanlar, ümmetin birliğini ve yok olmuş siyasi varlığını geri getirmek için, açıkça tanımlanmış bir plan aracılığıyla çalışan yeni bir oluşum buldular.
Müslüman Kardeşler Cemaati, kendisini ümmetin bir alternatifi olarak hiçbir zaman takdim etmedi. Bilakis kendisini Müslümanların birliğini geri getirmek için çalışan ve Müslümanların içinden çıkan bir cemaat olarak nitelendirdi. Kendini bir alternatif olarak değil bir kılavuz olarak gördü. Böylece samimi kişiler bu cemaatin etrafında birleştiler. Ümmeti tekrar dünyanın liderliğine getirmek isteyen herkes onunla iş birliği içine girdi.