9786256933163
603445
https://www.sehadetkitap.com/urun/altin-cag-1-1
Altın Çağ -1
127.88
Tulan'ın surları üzerinde o efsanevi fırtınayı bir kez olsun görebilecek olmanın heyecanı ile bekliyordu. Bir şey
nasıl hem bu kadar büyüleyici hem de bu kadar yıkıcı olabilirdi? Nasıl hem hatırlatıp tüm o ihtişamlı geçmişi hem
de unutmak için yalvartabilirdi gören gözlere? İnsanlık kendine rağmen uyanıyordu, artık umutlar dillenmişti.
Aydın zihinler kaybettiği insanlığı aramak için, tüm yıkılan medeniyetlere hak ettiğini vermek için, Altın Çağ'ı
getirmek istiyordu.
Siren seslerini yırta yırta gelen atalarının en ölümcül mirası olan fırtınayla ilk kez göz göze gelişi ona bir pasajı
hatırlattı, Altın Çağ idealini oluşturan kurucuların Yaratıcılık adlı kitabından:
“Bir zamanlar umut dolu esen rüzgârlar vardı dünyada. İlim ve teknoloji, evrenin tüm sırlarıyla birlikte apaçık
ellerimizdeydi. Yüzü geleceğe hayali onun da ötesine giden bir insanlığın hürmetine esen umut dolu rüzgârlardan
ne kaldı şimdi geriye? Biz evrene yayıldıkça kendi özümüzü unuttuğumuz Miladi dönemlerden geriye bir bu fırtına
yadigâr artık. Gelip gidip fırtınadan sorarlar âlimlere. Zahmet edip sormayın onu, deşmeyin âlimlerin yarasını.
Umut esen rüzgârları yakıp yıkan fırtınalar yaptık el ele. Ne kaldıysa umuttan geriye fırtınayla beraber savrulur
şimdi Orava Çölü'nde.”
Tulan'ın surları üzerinde o efsanevi fırtınayı bir kez olsun görebilecek olmanın heyecanı ile bekliyordu. Bir şey
nasıl hem bu kadar büyüleyici hem de bu kadar yıkıcı olabilirdi? Nasıl hem hatırlatıp tüm o ihtişamlı geçmişi hem
de unutmak için yalvartabilirdi gören gözlere? İnsanlık kendine rağmen uyanıyordu, artık umutlar dillenmişti.
Aydın zihinler kaybettiği insanlığı aramak için, tüm yıkılan medeniyetlere hak ettiğini vermek için, Altın Çağ'ı
getirmek istiyordu.
Siren seslerini yırta yırta gelen atalarının en ölümcül mirası olan fırtınayla ilk kez göz göze gelişi ona bir pasajı
hatırlattı, Altın Çağ idealini oluşturan kurucuların Yaratıcılık adlı kitabından:
“Bir zamanlar umut dolu esen rüzgârlar vardı dünyada. İlim ve teknoloji, evrenin tüm sırlarıyla birlikte apaçık
ellerimizdeydi. Yüzü geleceğe hayali onun da ötesine giden bir insanlığın hürmetine esen umut dolu rüzgârlardan
ne kaldı şimdi geriye? Biz evrene yayıldıkça kendi özümüzü unuttuğumuz Miladi dönemlerden geriye bir bu fırtına
yadigâr artık. Gelip gidip fırtınadan sorarlar âlimlere. Zahmet edip sormayın onu, deşmeyin âlimlerin yarasını.
Umut esen rüzgârları yakıp yıkan fırtınalar yaptık el ele. Ne kaldıysa umuttan geriye fırtınayla beraber savrulur
şimdi Orava Çölü'nde.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.