Aleve Dokunmak

Stok Kodu:
9786054603633
Boyut:
120-180-0
Sayfa Sayısı:
251
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-10-21
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%43 indirimli
180,00TL
102,60TL
Havale/EFT ile: 100,55TL
9786054603633
404676
Aleve Dokunmak
Aleve Dokunmak
102.60
Babamın ne düşündüğünü bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Tek bildiğim, kilometreleri tek bir hedefe, birbirimizden ayrılmak hedefine ulaşmak için yutacağımız ve yol boyunca susacağımız. Ben tespihböceği gibi içime kapanmış, walkmanimi dinliyorum; babam da kolunu camdan sarkıtmış, aynalı güneş gözlüklerinin ardından, akmakta olan manzaranın zevkini sürüyor. Mükemmel bir takımız biz. Lukas, annesinin ısrarı üzerine, yedi yıldır görmediği babasıyla bir hafta geçirmeyi kabul eder. Yüklendiği tek bir sırt çantası ve bin çelişkili duyguyla çıkar yola: Bol kırgınlık, bol merak, belleğin izin verdiği oranda da eser miktarda sevgi. Zaten bu evlere şenlik baba ve onun kara mizah dolu ailesiyle yüzleşirken, ne hissettiklerinden bir şey anlar insan, ne de düşüncelerinden. Berlini Hamburga bağlayan karayolu, kulaklıklardan sızan U2 tınılarını dinlerken, belki de en ilginç ikililerden birine ev sahipliği yapıyor... ve okur daha bir olaya, bir duyguya bile kendini kaptıramadan, karamboller art arda sıralanıyor. Babasından uzak büyümüş bir oğul, ailesini terk etmiş bir baba. Belki de son kez görüşecekler. Üstelik, bu ailenin sözü edilmez bir karanlık geçmişi var ki, dalıverdikleri akla zarar kovalamacayı ve havada uçuşan yumrukları açıklamaya yetiyor... Alman edebiyatının özgün sesi, Onlardan Birinin sevilen yazarı Zoran Drvenkar, yine zamanı akışına yabancılaştırırken soruyor: İki yabancının birbirini tanımak için kaç güne, kaç kilometreye ihtiyacı olabilir?
Babamın ne düşündüğünü bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Tek bildiğim, kilometreleri tek bir hedefe, birbirimizden ayrılmak hedefine ulaşmak için yutacağımız ve yol boyunca susacağımız. Ben tespihböceği gibi içime kapanmış, walkmanimi dinliyorum; babam da kolunu camdan sarkıtmış, aynalı güneş gözlüklerinin ardından, akmakta olan manzaranın zevkini sürüyor. Mükemmel bir takımız biz. Lukas, annesinin ısrarı üzerine, yedi yıldır görmediği babasıyla bir hafta geçirmeyi kabul eder. Yüklendiği tek bir sırt çantası ve bin çelişkili duyguyla çıkar yola: Bol kırgınlık, bol merak, belleğin izin verdiği oranda da eser miktarda sevgi. Zaten bu evlere şenlik baba ve onun kara mizah dolu ailesiyle yüzleşirken, ne hissettiklerinden bir şey anlar insan, ne de düşüncelerinden. Berlini Hamburga bağlayan karayolu, kulaklıklardan sızan U2 tınılarını dinlerken, belki de en ilginç ikililerden birine ev sahipliği yapıyor... ve okur daha bir olaya, bir duyguya bile kendini kaptıramadan, karamboller art arda sıralanıyor. Babasından uzak büyümüş bir oğul, ailesini terk etmiş bir baba. Belki de son kez görüşecekler. Üstelik, bu ailenin sözü edilmez bir karanlık geçmişi var ki, dalıverdikleri akla zarar kovalamacayı ve havada uçuşan yumrukları açıklamaya yetiyor... Alman edebiyatının özgün sesi, Onlardan Birinin sevilen yazarı Zoran Drvenkar, yine zamanı akışına yabancılaştırırken soruyor: İki yabancının birbirini tanımak için kaç güne, kaç kilometreye ihtiyacı olabilir?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat