9786056558863
565561
https://www.sehadetkitap.com/urun/akil-mi-sezgi-mi
Akıl mı Sezgi mi?
211.60
Gülümser Heper'in bu yeni kitabı tarih olarak okunabileceği gibi
Anadolu Selçuklu Devleti'nin yükselme devrinin başladığı II.
Kılıçarslan ve oğulları dönemine bir yolculuk olarak da
okunabilir. Okumaya başladığınız andan itibaren sizi anlattığı
dünyanın bir parçası haline getirme başarısını gösteren
Gülümser Heper bu kitabı hakkında şunları söylemektedir:
“Bütün millet ve devletlerin inandıkları Tanrı'nın nitelikleri,
kendi kültürlerinden bağımsız değildir. Türklerin Tanrı'yı
yorumlama şeklinin, Arap ve Pers milletlerinden farklı olduğu da
mutlaktır. Başta Kindi, Farabi, İbn Sina ve İbn Rüşd gibi
filozoflar, devlete tanrısal bir kisve biçmiş ve Türkler de bunu
kültürleriyle ve eski inançlarıyla bağdaştırmakta zorlanmamıştır.
Ancak İslam felsefe literatüründe “Hak-Âlem” ilişkisi
tartışmalarına Türklerin getirdiği yorum, tarihsel bir çatışmayı
yani “Akıl ve Sezgi” arasındaki çatışmayı başlatmıştır. Ne yazık
ki Türk devletleri bu kavgalardan etkilenmiş, çoğunlukla da
hasar görmüştür. Aklın başarısız kaldığı anda farklı milletlerin
din ve vahiy yorumlarıyla tamamlanan devlet ideolojisi, Türk
devletlerinin yıkılmalarında ciddi roller oynamıştır. Bu kitap için
Anadolu'da Bizans'ın, Endülüs
Emevi Devleti'nin, Abbasilerin izlerini aradım; âlimlerin,
filozofların, abdalların, dervişlerin, seyyahların peşlerine
düştüm. Anadolu'ya akan ticaret yollarında, çarşılarda,
pazarlarda gezindim. Mevlana ve Şems kültünü sarsarak Ahileri
ve kültürlerini gün yüzüne çıkarmaya çabaladım. Her ne
yazarsam yazayım
bağımsız bir akıl ve saf bir ruhla yazdım.”
Gülümser Heper'in bu yeni kitabı tarih olarak okunabileceği gibi
Anadolu Selçuklu Devleti'nin yükselme devrinin başladığı II.
Kılıçarslan ve oğulları dönemine bir yolculuk olarak da
okunabilir. Okumaya başladığınız andan itibaren sizi anlattığı
dünyanın bir parçası haline getirme başarısını gösteren
Gülümser Heper bu kitabı hakkında şunları söylemektedir:
“Bütün millet ve devletlerin inandıkları Tanrı'nın nitelikleri,
kendi kültürlerinden bağımsız değildir. Türklerin Tanrı'yı
yorumlama şeklinin, Arap ve Pers milletlerinden farklı olduğu da
mutlaktır. Başta Kindi, Farabi, İbn Sina ve İbn Rüşd gibi
filozoflar, devlete tanrısal bir kisve biçmiş ve Türkler de bunu
kültürleriyle ve eski inançlarıyla bağdaştırmakta zorlanmamıştır.
Ancak İslam felsefe literatüründe “Hak-Âlem” ilişkisi
tartışmalarına Türklerin getirdiği yorum, tarihsel bir çatışmayı
yani “Akıl ve Sezgi” arasındaki çatışmayı başlatmıştır. Ne yazık
ki Türk devletleri bu kavgalardan etkilenmiş, çoğunlukla da
hasar görmüştür. Aklın başarısız kaldığı anda farklı milletlerin
din ve vahiy yorumlarıyla tamamlanan devlet ideolojisi, Türk
devletlerinin yıkılmalarında ciddi roller oynamıştır. Bu kitap için
Anadolu'da Bizans'ın, Endülüs
Emevi Devleti'nin, Abbasilerin izlerini aradım; âlimlerin,
filozofların, abdalların, dervişlerin, seyyahların peşlerine
düştüm. Anadolu'ya akan ticaret yollarında, çarşılarda,
pazarlarda gezindim. Mevlana ve Şems kültünü sarsarak Ahileri
ve kültürlerini gün yüzüne çıkarmaya çabaladım. Her ne
yazarsam yazayım
bağımsız bir akıl ve saf bir ruhla yazdım.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.