9786052645345
727314
https://www.sehadetkitap.com/urun/akil-hastaliklarinin-hukukta-sorumluluk-kavrami-acisindan-dogurdugu-sinir-problemleri
Akıl Hastalıklarının Hukukta Sorumluluk Kavramı Açısından Doğurduğu Sınır Problemleri
313.20
“Akıl Hastalıklarının Hukukta Sorumluluk Kavramı Açısından Doğurduğu Sınır Problemleri” başlıklı çalışmamızın esasını, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Haziran 2022'de savunularak oybirliği ile başarılı bulunan doktora tezi oluşturmaktadır.Gerçek kişiler yaşamlarındaki her aşamayı akılla yürütürler. Akla uygun surette davranmak gerçek kişilerin fiil ve işlemlerine bağlanan cezai ve hukuki sonuçlar için de son derece önemlidir. Gerçekten bir gerçek kişinin hukuki fiil, iş ve işlemlerinde akıl, merkezi bir yer tutar. Bu doğrultuda gerçek kişilerin yaptığı hukuki işlemlerin geçerliliği ve fiillerinin cezai sorumluluğu, bunlara olumlu veya olumsuz sonuç bağlanması, gerçek kişilerin hukuki terimle akla uygun surette hareket edip etmemesi ile çok yakından ilgilidir. Akıl hastalıkları ise özellikle gerçek kişinin akla uygun surette hareket etme yeteneğini ortadan kaldırdığı takdirde, gerçek kişilerin yaptığı hukuki işlemlerin geçersizliğinden veya fiillerinin cezai sorumsuzluğundan söz edilir.Biz de bu düşüncelerden hareketle tez çalışmamızın konusunu “Akıl Hastalıklarının Hukukta Sorumluluk Kavramı Açısından Doğurduğu Sınır Problemleri” olarak belirledik.Belirtelim ki, akıl hastalıkları konusuna günümüz koşullarındaki yenilik ve değişimlerin uyarlanmasını detaylı bir şekilde incelemek ve bu konunun hukuk sistemimizdeki yerini hem felsefi ve sosyoloji ve hem de hukuki tartışmalar ışığında açıklığa kavuşturmak bizi bu konuyu seçmeye yöneltti. Tarih süresince akıl hastalıklarına bakış açısı farklı ve yeni yaklaşımlar göstermiştir ve günümüz çağdaş hukukuna gelinceye değin çok farklı aşamalardan geçmiştir. Çağımızda bile akıl hastalıklarındaki problemlerin çaresini bulmakta müşterek bir yere ulaşılamamıştır.Bu çalışmada, akıl hastalıklarının çalışmamızla ilgili olan türlerini kavramsal olarak tıp, hukuk, felsefe, sosyoloji, adli psikiyatri ve adli psikoloji gibi farklı bilimlerin bilgileri ışığında birleştirip işlemek ve akıl hastalıkları ile ilgili hukuksal kavramın oluşumunun açıklanması düşünülmüştür. Bunu yaparken, akıl hastalıklarını, hem kamu hem özel hukuku da içine alarak inceleyeceğiz. Felsefi ve sosyolojik açıdan akıl hastalıklarının hukuk üzerinde ne şekilde etki oluşturacağı ve nihayetinde akıl hastalıkları ile ilgili sınır problemleri hususunda farklı görüşleri açıklığa kavuşturmak da çalışmamızda yer alacaktır.Çalışmamızı yaparken kaynak konusunda yaşanan zorluklar olmasına rağmen, bu çalışma ile birlikte elde edilecek araştırmaların ileride benzer çalışmaları tamamlayacağı da tasarlanmaktadır. Temel amaç; akıl hastalıklarının şekillenmesine katkıda bulunabilecek varsayımlarda bulunabilmek ve akıl hastalıkları hususundaki sınırda olan problemleri tartışmalar ışığında aktarabilmektir. Konuya yeni tıbbi ve hukuki yaklaşımlar getirebilmek amacıyla yapılacak araştırmalara alabildiğine açık olan bu alanda araştırmacıları birçok güçlükler bekler. Bu nedenledir ki bu alanda ülkemizde birkaç tez, kitap ve makale dışında felsefi ve sosyolojik boyutunu inceleyen yayına pek rastlanmamaktadır. Akıl hastalıklarını inceleyen çoğu yayın da ya cezai ya da tıbbi incemelerdir. Fakat yabancı yayınları incelediğimizde, çalışmamızın kendi amacına doğru yol aldığını gözlemledik. Bu konuyu araştırmamız bize, hem bilimler arası araştırma hem de karşılaştırma yapmamıza imkan sunarak değişik bir bakış açısı ve derinlik kazandırmayı vaat etmektedir. Bu nedenle çalışmamızın literatüre değerli katkılar sağlayabileceği düşünülmektedir.
“Akıl Hastalıklarının Hukukta Sorumluluk Kavramı Açısından Doğurduğu Sınır Problemleri” başlıklı çalışmamızın esasını, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Haziran 2022'de savunularak oybirliği ile başarılı bulunan doktora tezi oluşturmaktadır.Gerçek kişiler yaşamlarındaki her aşamayı akılla yürütürler. Akla uygun surette davranmak gerçek kişilerin fiil ve işlemlerine bağlanan cezai ve hukuki sonuçlar için de son derece önemlidir. Gerçekten bir gerçek kişinin hukuki fiil, iş ve işlemlerinde akıl, merkezi bir yer tutar. Bu doğrultuda gerçek kişilerin yaptığı hukuki işlemlerin geçerliliği ve fiillerinin cezai sorumluluğu, bunlara olumlu veya olumsuz sonuç bağlanması, gerçek kişilerin hukuki terimle akla uygun surette hareket edip etmemesi ile çok yakından ilgilidir. Akıl hastalıkları ise özellikle gerçek kişinin akla uygun surette hareket etme yeteneğini ortadan kaldırdığı takdirde, gerçek kişilerin yaptığı hukuki işlemlerin geçersizliğinden veya fiillerinin cezai sorumsuzluğundan söz edilir.Biz de bu düşüncelerden hareketle tez çalışmamızın konusunu “Akıl Hastalıklarının Hukukta Sorumluluk Kavramı Açısından Doğurduğu Sınır Problemleri” olarak belirledik.Belirtelim ki, akıl hastalıkları konusuna günümüz koşullarındaki yenilik ve değişimlerin uyarlanmasını detaylı bir şekilde incelemek ve bu konunun hukuk sistemimizdeki yerini hem felsefi ve sosyoloji ve hem de hukuki tartışmalar ışığında açıklığa kavuşturmak bizi bu konuyu seçmeye yöneltti. Tarih süresince akıl hastalıklarına bakış açısı farklı ve yeni yaklaşımlar göstermiştir ve günümüz çağdaş hukukuna gelinceye değin çok farklı aşamalardan geçmiştir. Çağımızda bile akıl hastalıklarındaki problemlerin çaresini bulmakta müşterek bir yere ulaşılamamıştır.Bu çalışmada, akıl hastalıklarının çalışmamızla ilgili olan türlerini kavramsal olarak tıp, hukuk, felsefe, sosyoloji, adli psikiyatri ve adli psikoloji gibi farklı bilimlerin bilgileri ışığında birleştirip işlemek ve akıl hastalıkları ile ilgili hukuksal kavramın oluşumunun açıklanması düşünülmüştür. Bunu yaparken, akıl hastalıklarını, hem kamu hem özel hukuku da içine alarak inceleyeceğiz. Felsefi ve sosyolojik açıdan akıl hastalıklarının hukuk üzerinde ne şekilde etki oluşturacağı ve nihayetinde akıl hastalıkları ile ilgili sınır problemleri hususunda farklı görüşleri açıklığa kavuşturmak da çalışmamızda yer alacaktır.Çalışmamızı yaparken kaynak konusunda yaşanan zorluklar olmasına rağmen, bu çalışma ile birlikte elde edilecek araştırmaların ileride benzer çalışmaları tamamlayacağı da tasarlanmaktadır. Temel amaç; akıl hastalıklarının şekillenmesine katkıda bulunabilecek varsayımlarda bulunabilmek ve akıl hastalıkları hususundaki sınırda olan problemleri tartışmalar ışığında aktarabilmektir. Konuya yeni tıbbi ve hukuki yaklaşımlar getirebilmek amacıyla yapılacak araştırmalara alabildiğine açık olan bu alanda araştırmacıları birçok güçlükler bekler. Bu nedenledir ki bu alanda ülkemizde birkaç tez, kitap ve makale dışında felsefi ve sosyolojik boyutunu inceleyen yayına pek rastlanmamaktadır. Akıl hastalıklarını inceleyen çoğu yayın da ya cezai ya da tıbbi incemelerdir. Fakat yabancı yayınları incelediğimizde, çalışmamızın kendi amacına doğru yol aldığını gözlemledik. Bu konuyu araştırmamız bize, hem bilimler arası araştırma hem de karşılaştırma yapmamıza imkan sunarak değişik bir bakış açısı ve derinlik kazandırmayı vaat etmektedir. Bu nedenle çalışmamızın literatüre değerli katkılar sağlayabileceği düşünülmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.