Ajanda 2011; Irkçılığa, Ayrımcılığa ve Nefret Suçlarına Karşı

Stok Kodu:
9789753427944
Boyut:
105-155-0
Sayfa Sayısı:
220
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-12-09
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%31 indirimli
9,50TL
6,56TL
Havale/EFT ile: 6,23TL
9789753427944
385971
Ajanda 2011; Irkçılığa, Ayrımcılığa ve Nefret Suçlarına Karşı
Ajanda 2011; Irkçılığa, Ayrımcılığa ve Nefret Suçlarına Karşı
6.56
Geleneksel Metis ajandası çıktı. Ajanda 2011in bu yılkı teması Irkçılık, Ayrımcılık ve Nefret Suçları. Gerekçesi hepimizin yaşadığı hayatta yatıyor. Türkiye, 20. yüzyıl boyunca ektiklerini biçiyor, ırkçı zihniyetin cenderesinden çıkmayı başaramıyor. Bu zihniyetin ürünü olarak uzun süredir bir savaş hali içinde, bir nefret toplumu içinde yaşıyoruz: Siyasi cinayetler, şiddet, linç psikolojisi, gündelik hayatın tüm dokusuna sinmiş ayrımcılık... Nefret söylemi ve nefret suçları, Türkiyede olduğu kadar dünyada da yeni bir kavram. Nefret suçları, ırkçı ve ayrımcı bir zihniyetin korkularına, inanç kalıplarına, klişelerine dayanıyor. Yani şiddetten, saldırıdan, cinayetten, sokaktaki vurdu kırdıdan önce yanlış inanç, yanlış bilgi, yanlış düşünce söz konusu. Bu da yılların mirası karşısında sosyal değişimin vakit almasına, ağır bedeller ödenmesine neden oluyor. Bu ajanda bir anlamda okurlarımıza bir davet. Nefret suçlarının yasalarda ayrı bir tanıma kavuşturulması, yasal mevzuatın nefret suçlarına hassas hale getirilmesi önemli bir hukuk mücadelesi. Hepimizin bir ucundan tutmamız, desteklememiz gereken bir mücadele. İçerde de alıntıladığımız gibi, evet, yasalar insanların birbirini daha çok sevmesini sağlayamaz ama birbirlerine karşı suç işlemelerini engelleyebilir. En azından bunu umabiliriz.
Geleneksel Metis ajandası çıktı. Ajanda 2011in bu yılkı teması Irkçılık, Ayrımcılık ve Nefret Suçları. Gerekçesi hepimizin yaşadığı hayatta yatıyor. Türkiye, 20. yüzyıl boyunca ektiklerini biçiyor, ırkçı zihniyetin cenderesinden çıkmayı başaramıyor. Bu zihniyetin ürünü olarak uzun süredir bir savaş hali içinde, bir nefret toplumu içinde yaşıyoruz: Siyasi cinayetler, şiddet, linç psikolojisi, gündelik hayatın tüm dokusuna sinmiş ayrımcılık... Nefret söylemi ve nefret suçları, Türkiyede olduğu kadar dünyada da yeni bir kavram. Nefret suçları, ırkçı ve ayrımcı bir zihniyetin korkularına, inanç kalıplarına, klişelerine dayanıyor. Yani şiddetten, saldırıdan, cinayetten, sokaktaki vurdu kırdıdan önce yanlış inanç, yanlış bilgi, yanlış düşünce söz konusu. Bu da yılların mirası karşısında sosyal değişimin vakit almasına, ağır bedeller ödenmesine neden oluyor. Bu ajanda bir anlamda okurlarımıza bir davet. Nefret suçlarının yasalarda ayrı bir tanıma kavuşturulması, yasal mevzuatın nefret suçlarına hassas hale getirilmesi önemli bir hukuk mücadelesi. Hepimizin bir ucundan tutmamız, desteklememiz gereken bir mücadele. İçerde de alıntıladığımız gibi, evet, yasalar insanların birbirini daha çok sevmesini sağlayamaz ama birbirlerine karşı suç işlemelerini engelleyebilir. En azından bunu umabiliriz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat