Bir bütün olarak aidiyet, bireyin duygusal bağlar kurma yoluyla sosyalleşme eğilimini tatmin etme güdüsü düzeyinde psikolojik, bir topluluğun üyesi olunması düzeyinde sosyal ve nihayet karşılıklı kabule dayanan bu üyeliğin sürdürülmesi ve yönetilmesi düzeyinde siyasal bir olgudur.
Bu kitap, aidiyet ve sosyal dışlanma süreçlerinin yanı sıra aidiyet siyasetinin kapsamlı bir analizini ortaya koymaktadır. Aidiyet siyaseti, hedefteki belirli bir aidiyet topluluğuna belirli yöntemlerle belirli sınırlar inşa etmeyi, “biz ve onlar”ı ayıran bu sınırları etkin bir biçimde yönetmeyi ve sürekli biçimde yeniden üretmeyi ifade eder. Politik projeler aracılığıyla inşa edilen bu sınırları koruma ve yeniden üretme arzusu ve zorunluluğu aidiyet siyasetinin varlık koşuludur.
Görünen o ki, içinde yaşadığımız modern dünyadaki sosyal ve siyasal yaşantımızı derinden etkileyen aidiyet siyaseti aracılığıyla, birey ve gruplar olarak ortaya koyduğumuz siyasal tutumlarımız, eğilimlerimiz ve davranışlarımız, insan doğasındaki aidiyet ihtiyacından yola çıkılarak açıklanabilmektedir.
Bir bütün olarak aidiyet, bireyin duygusal bağlar kurma yoluyla sosyalleşme eğilimini tatmin etme güdüsü düzeyinde psikolojik, bir topluluğun üyesi olunması düzeyinde sosyal ve nihayet karşılıklı kabule dayanan bu üyeliğin sürdürülmesi ve yönetilmesi düzeyinde siyasal bir olgudur.
Bu kitap, aidiyet ve sosyal dışlanma süreçlerinin yanı sıra aidiyet siyasetinin kapsamlı bir analizini ortaya koymaktadır. Aidiyet siyaseti, hedefteki belirli bir aidiyet topluluğuna belirli yöntemlerle belirli sınırlar inşa etmeyi, “biz ve onlar”ı ayıran bu sınırları etkin bir biçimde yönetmeyi ve sürekli biçimde yeniden üretmeyi ifade eder. Politik projeler aracılığıyla inşa edilen bu sınırları koruma ve yeniden üretme arzusu ve zorunluluğu aidiyet siyasetinin varlık koşuludur.
Görünen o ki, içinde yaşadığımız modern dünyadaki sosyal ve siyasal yaşantımızı derinden etkileyen aidiyet siyaseti aracılığıyla, birey ve gruplar olarak ortaya koyduğumuz siyasal tutumlarımız, eğilimlerimiz ve davranışlarımız, insan doğasındaki aidiyet ihtiyacından yola çıkılarak açıklanabilmektedir.