9786258304657
585701
https://www.sehadetkitap.com/urun/ahmed-er-rusdi-ve-mursidu-t-talebe-adli-eserinin-kiraat-ilmindeki-yeri
Ahmed er-Rüşdî ve Mürşidü’t- Talebe Adlı Eserinin Kıraat İlmindeki Yeri
151.90
Hicri beşinci asra kadar herhangi bir sayı ile sınırlanmaksızın ve infirâd usûlü ile okunan
kıraatler bu asırdan itibaren kıraat-i seb‘a esas alınarak ve indirâc usûlü ile okunmaya
devam etmiştir. Hicri dokuzuncu asrın başlarına kadar bu şekilde devam eden kıraat
eğitimi İbnü'l-Cezerî'nin (ö. 833/1429) en-Neşr'i kaleme almasıyla birlikte yaygın olarak
kıraat-i aşere üzerinden sürdürülmüştür. Gerek en-Neşr'in içerdiği kıraat, rivayet ve
tariklerin fazlalığı gerekse indirâc usûlünün getirmiş olduğu zorluktan ötürü kıraat
vecihlerinin birbirine karışmasını önlemek için tahrîrât çalışmalarına ihtiyaç hâsıl
olmuştur. Bizzat İbnü'l-Cezerî tarafından Anadolu'da temelleri atılan en-Neşr ve
Tayyibetü'n-Neşr tahrîrâtı, Tahrîru't-Turuk adlı eseriyle Ali el-Mansûrî (ö. 1134/1721), el-
Îtilâf adlı eseriyle Yusuf Efendizâde (ö. 1167/1754) ve Bedâi‘u'l-Burhân adlı eseriyle
Mustafa el-İzmîrî (ö. 1155/1742) gibi alanın öncü isimlerince sürdürülmüştür. Hatta söz
konusu mütehassıs âlimler benimsedikleri birtakım usûl ve yöntem farklılığıyla birbirinden
ayrışarak her biri kendi adına nispetle anılan ekolün/okulun temsilcisi olmuşlardır.
Hicri on üçüncü asrın başlarında, Fatih Camii'nde uzun süre kıraat dersleri okutan ve Mısır
tariki icâzet silsilesinde yer alan Ahmed er-Rüşdî (ö. 1217/1802) tarafından kaleme alınan
Mürşidü't-Talebe adlı eser de bu alana matuf önemli çalışmalardan biridir. Zikri geçen üç
âlimin söz konusu eserlerinden de istifade ile telif edilen ve henüz yazma halde bulunan
Mürşidü't-Talebe hâlihazırda ülkemizde devam eden kıraat eğitiminin temel
kaynaklarından biridir. Ahmed er-Rüşdî ve Mürşidü't-Talebe'nin kıraat ilmindeki yerinin
tespitini konu edinen bu çalışma, kıraat ilmine ilgisi olanlara ve bilhassa aşere-takrîb
sahasında çalışma yapanlara kıraat ilminin temel konu ve kavramlarına dair bilgi
vermenin yanı sıra en-Neşr ve Tayyibetü'n-Neşr tahrîrâtı gibi sahanın zor konularını basit
bir dil ve üslûpla ele alarak hem nazarî hem de pratik bilgiler sunmaktadır.
Hicri beşinci asra kadar herhangi bir sayı ile sınırlanmaksızın ve infirâd usûlü ile okunan
kıraatler bu asırdan itibaren kıraat-i seb‘a esas alınarak ve indirâc usûlü ile okunmaya
devam etmiştir. Hicri dokuzuncu asrın başlarına kadar bu şekilde devam eden kıraat
eğitimi İbnü'l-Cezerî'nin (ö. 833/1429) en-Neşr'i kaleme almasıyla birlikte yaygın olarak
kıraat-i aşere üzerinden sürdürülmüştür. Gerek en-Neşr'in içerdiği kıraat, rivayet ve
tariklerin fazlalığı gerekse indirâc usûlünün getirmiş olduğu zorluktan ötürü kıraat
vecihlerinin birbirine karışmasını önlemek için tahrîrât çalışmalarına ihtiyaç hâsıl
olmuştur. Bizzat İbnü'l-Cezerî tarafından Anadolu'da temelleri atılan en-Neşr ve
Tayyibetü'n-Neşr tahrîrâtı, Tahrîru't-Turuk adlı eseriyle Ali el-Mansûrî (ö. 1134/1721), el-
Îtilâf adlı eseriyle Yusuf Efendizâde (ö. 1167/1754) ve Bedâi‘u'l-Burhân adlı eseriyle
Mustafa el-İzmîrî (ö. 1155/1742) gibi alanın öncü isimlerince sürdürülmüştür. Hatta söz
konusu mütehassıs âlimler benimsedikleri birtakım usûl ve yöntem farklılığıyla birbirinden
ayrışarak her biri kendi adına nispetle anılan ekolün/okulun temsilcisi olmuşlardır.
Hicri on üçüncü asrın başlarında, Fatih Camii'nde uzun süre kıraat dersleri okutan ve Mısır
tariki icâzet silsilesinde yer alan Ahmed er-Rüşdî (ö. 1217/1802) tarafından kaleme alınan
Mürşidü't-Talebe adlı eser de bu alana matuf önemli çalışmalardan biridir. Zikri geçen üç
âlimin söz konusu eserlerinden de istifade ile telif edilen ve henüz yazma halde bulunan
Mürşidü't-Talebe hâlihazırda ülkemizde devam eden kıraat eğitiminin temel
kaynaklarından biridir. Ahmed er-Rüşdî ve Mürşidü't-Talebe'nin kıraat ilmindeki yerinin
tespitini konu edinen bu çalışma, kıraat ilmine ilgisi olanlara ve bilhassa aşere-takrîb
sahasında çalışma yapanlara kıraat ilminin temel konu ve kavramlarına dair bilgi
vermenin yanı sıra en-Neşr ve Tayyibetü'n-Neşr tahrîrâtı gibi sahanın zor konularını basit
bir dil ve üslûpla ele alarak hem nazarî hem de pratik bilgiler sunmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.