9786054554560
495695
https://www.sehadetkitap.com/urun/ah-benim-seker-fabrikalarim-sekerin-cocuklari
Ah Benim Şeker Fabrikalarım; Şekerin Çocukları
161.00
Anadolu'nun dört bir yanına kurulan fabrikalar istihdam yaratmanın çok ötesinde işçilerin
sosyal ve kültürel dönüşümünü de hedefleyen, kentte yaşayanların da hayatına değen,
hayatını zenginleştiren, kentin ekonomik, sosyal kültürel ilişkilerinin biçimlenmesinde
lokomotif işlevi gören fabrikalardı. Fabrikayla birlikte kurulan, işçi lojmanları, okul,
kütüphane, sağlık üniteleri, dinlenme tesisleri, tatil kampları, tüketim kooperatifleri, çocuk
parkı, sinema ve spor salonlarıyla, tiyatro grupları, müzik korolarıyla modern bir yaşam
tarzının yerleştirilmesi hedefleniyordu. Ortak yaşam alanlarında, işçilere, ailelerine okuma
yazma öğretiliyor, sinema, tiyatro, müzik ile tanıştırılıyor, kitap okuma, düzenli spor yapma
alışkanlığı kazandırılmaya çalışılıyordu. Yapılmak istenilen fabrika eksenli bir sosyal
kalkınma modeliydi.
Özelleştirme politikaları, işçileri işsiz bırakmanın, onların hayatını altüst etmenin,
geleceğini, güvencesini elinden almanın yanı sıra bu sosyal kalkınma modelini de toprağa
gömdü. Sanayisini kaybeden kentler, örneğin turizm gibi iktisadi olarak başka bir seçenek bulmuş olsa bile kente ruh veren sosyal, kültürel donatılardan mahrum hale geldi. Bir
anlamda ruhunu kaybeden şehirler çürümeye yüz tuttu.
Anadolu'nun dört bir yanına kurulan fabrikalar istihdam yaratmanın çok ötesinde işçilerin
sosyal ve kültürel dönüşümünü de hedefleyen, kentte yaşayanların da hayatına değen,
hayatını zenginleştiren, kentin ekonomik, sosyal kültürel ilişkilerinin biçimlenmesinde
lokomotif işlevi gören fabrikalardı. Fabrikayla birlikte kurulan, işçi lojmanları, okul,
kütüphane, sağlık üniteleri, dinlenme tesisleri, tatil kampları, tüketim kooperatifleri, çocuk
parkı, sinema ve spor salonlarıyla, tiyatro grupları, müzik korolarıyla modern bir yaşam
tarzının yerleştirilmesi hedefleniyordu. Ortak yaşam alanlarında, işçilere, ailelerine okuma
yazma öğretiliyor, sinema, tiyatro, müzik ile tanıştırılıyor, kitap okuma, düzenli spor yapma
alışkanlığı kazandırılmaya çalışılıyordu. Yapılmak istenilen fabrika eksenli bir sosyal
kalkınma modeliydi.
Özelleştirme politikaları, işçileri işsiz bırakmanın, onların hayatını altüst etmenin,
geleceğini, güvencesini elinden almanın yanı sıra bu sosyal kalkınma modelini de toprağa
gömdü. Sanayisini kaybeden kentler, örneğin turizm gibi iktisadi olarak başka bir seçenek bulmuş olsa bile kente ruh veren sosyal, kültürel donatılardan mahrum hale geldi. Bir
anlamda ruhunu kaybeden şehirler çürümeye yüz tuttu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.