9786258222456
613063
https://www.sehadetkitap.com/urun/adana
Adana
93.80
Ben bu şehri çok sevdim; tarihi fısıldayan sokaklarını, evlerini kendime yakın buldum.
Manevi bir çekim merkezi olduğunu hissettiğim Ağca Mescid'i, Yağ Camii'ni, mimarının
son eseri olan Hasan Ağa Camii'ni... Ziya Paşa felsefesini, dev saat kulesini ve kebabını,
şalgamını, simidini... Pamuk ve karpuz tarlalarını; portakal ve nar bahçelerini... Öyle ya
binlerce yıldır insan seli akıyor, yine de garibana uzanıyordu Çukurova'nın şefkatli eli.
Misis'te ölümsüzlük otunu aradım, Lokman Hekim'e rüyamda çiçeklerin adlarını fısıldaması
için yalvardım. Soluğu Anavarza'da aldım nedense, yine deprem oluyordu asırlar öncesinin
tekrarını yaşatırcasına. Alacakaranlıkta Sardanapalus'u gördüm sanki; kızıl bir gün batımında
gülümsüyordu. Şahmeranın hayali bekliyordu Yılankale'yi, sisli Kozan Kalesi yine portakal
kokuluydu. Bir alacakaranlıkta karşılaştım Taşköprü'de Roma İmparatoru Hadrianus ile.
Ramazanoğlu Konağı'na konuk oldum, yeniçerilerle saf tuttum Ulu Camii'nde, Kuvvacılarla
birlikteydim Güney Cephesi'nde. Piri Mehmet Paşa'dan dua alıp Ziya Paşa'dan nasihat
dinlerken büyük saat üçe vurdu... Merkez ve Atatürk parkları ile yeşil duvarlarla çevrili eski
evlerinde kardeş kardeş büyüyordu begonvil, jakaranda, mimoza, leylak, erguvan ve fırça
çalısı fidanları. Sokaklar turunç çiçeği kokuyordu. Altı minarenin hepsinde kandiller
yanıyordu. Ben bu şehri çok sevdim; hissettim, yaşadım ve yazdım...
Ben bu şehri çok sevdim; tarihi fısıldayan sokaklarını, evlerini kendime yakın buldum.
Manevi bir çekim merkezi olduğunu hissettiğim Ağca Mescid'i, Yağ Camii'ni, mimarının
son eseri olan Hasan Ağa Camii'ni... Ziya Paşa felsefesini, dev saat kulesini ve kebabını,
şalgamını, simidini... Pamuk ve karpuz tarlalarını; portakal ve nar bahçelerini... Öyle ya
binlerce yıldır insan seli akıyor, yine de garibana uzanıyordu Çukurova'nın şefkatli eli.
Misis'te ölümsüzlük otunu aradım, Lokman Hekim'e rüyamda çiçeklerin adlarını fısıldaması
için yalvardım. Soluğu Anavarza'da aldım nedense, yine deprem oluyordu asırlar öncesinin
tekrarını yaşatırcasına. Alacakaranlıkta Sardanapalus'u gördüm sanki; kızıl bir gün batımında
gülümsüyordu. Şahmeranın hayali bekliyordu Yılankale'yi, sisli Kozan Kalesi yine portakal
kokuluydu. Bir alacakaranlıkta karşılaştım Taşköprü'de Roma İmparatoru Hadrianus ile.
Ramazanoğlu Konağı'na konuk oldum, yeniçerilerle saf tuttum Ulu Camii'nde, Kuvvacılarla
birlikteydim Güney Cephesi'nde. Piri Mehmet Paşa'dan dua alıp Ziya Paşa'dan nasihat
dinlerken büyük saat üçe vurdu... Merkez ve Atatürk parkları ile yeşil duvarlarla çevrili eski
evlerinde kardeş kardeş büyüyordu begonvil, jakaranda, mimoza, leylak, erguvan ve fırça
çalısı fidanları. Sokaklar turunç çiçeği kokuyordu. Altı minarenin hepsinde kandiller
yanıyordu. Ben bu şehri çok sevdim; hissettim, yaşadım ve yazdım...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.