Acentelik Hukuku

Stok Kodu:
9786051463308
Boyut:
135-215-0
Sayfa Sayısı:
480
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-04-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%13 indirimli
94,00TL
81,78TL
Havale/EFT ile: 80,14TL
9786051463308
409453
Acentelik Hukuku
Acentelik Hukuku
81.78
Acentenin Borçları, Hakları ve Yetkileri Müvekkilin Borçları Denkleştirme Talebi Rekabet Yasağı Anlaşması 6102 sayılı yeni TTKnın önemli yenilikler getirdiği alanlardan biri de acenteliktir. Yeni Kanunda 6762 sayılı TTKda yer almayan bazı kurumlara yer verilmiş, eski kanunda olmasına rağmen uygulamada sorunlara yol açan bazı hükümler ise gözden geçirilmiştir. Acenteliğe ait düzenlemeler yapılırken 1986 tarihli 86/653 sayılı AET yönergesi, Alman ve İsviçre hukukundaki gelişmeler gözönünde tutulmuştur. Özellikle ücrete hak kazandıran işlemler ve ücrete hak kazanma zamanı ile ilgili hükümler yeniden ele alınmıştır. Bunun dışında ücret hakkıyla bağlantılı olarak acenteye çok geniş bir bilgi alma hakkının tanındığı görülmektedir. Acentelik sözleşmesi karşılıklı iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olmasına karşın 6762 sayılı TTK, sadece acentenin borçlarını düzenlemekte müvekkile yüklenen yükümlülükler konusunda ise susmaktaydı. Her ne kadar müvekkilin temel borcunun ücret ödemek olduğu kabul edilse de, acenteye ait bu önemli hakkın korunması açısından bazı önlemler alınması şarttır. Bu düşünceden yola çıkılarak, müvekkile, acentelik sözleşmesinin yerine getirilmesi için gerekli olan tüm hususlarda, özellikle acentenin yaptığı işlemleri kabul edip etmediğini ve iş hacminin acentenin bekleyebileceğinden önemli surette düşük olabileceğini bildirme yükümlülüğü yüklenmiştir. Türk içtihat hukuku tarafından öteden beri tanınan acentenin denkleştirme talebi de, 6102 sayılı TTK ile ilk defa düzenlenmiş bulunmaktadır. Denkleştirme talebi sayesinde müvekkilin acentelik sözleşmesinin sona ermesi ile elde ettiği menfaat ölçü alınarak ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek acenteye belli bir bedel ödenmektedir. Müvekkil sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde önemli menfaatler elde ediyorsa, denkleştirme talep edilebilecektir. Her ne kadar TTKda açıkça yer almasa bile, acentenin çabasıyla iş bağlantılarının önemli ölçüde genişletilmiş olması da, yeni müşteri temin etmekle eşdeğer görülmelidir. Sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra acentenin çalışma şeklini ve kapsamını belirleme konusundaki menfaati ile müvekkilin acentenin kendisiyle rekabet etmemesi yönündeki menfaati, rekabet yasağı anlaşması ile dengelenmeye çalışılmaktadır. TTK, müvekkilin acentelik sözleşmesi yürürlükteyken var olan rekabet yasağının sözleşme sona erdikten sonra da devam etmesine yönelik menfaatini dikkate almakta, ancak böyle bir anlaşmanın yapılmasını belli şartlara bağlamaktadır. Kanunda rekabet yasağı, kapsam ve süre bakımından sınırlandırılmakta ve acenteye rekabet etmemesi karşılığında uygun bir tazminat ödenmesi zorunluluğu getirilmektedir.
Acentenin Borçları, Hakları ve Yetkileri Müvekkilin Borçları Denkleştirme Talebi Rekabet Yasağı Anlaşması 6102 sayılı yeni TTKnın önemli yenilikler getirdiği alanlardan biri de acenteliktir. Yeni Kanunda 6762 sayılı TTKda yer almayan bazı kurumlara yer verilmiş, eski kanunda olmasına rağmen uygulamada sorunlara yol açan bazı hükümler ise gözden geçirilmiştir. Acenteliğe ait düzenlemeler yapılırken 1986 tarihli 86/653 sayılı AET yönergesi, Alman ve İsviçre hukukundaki gelişmeler gözönünde tutulmuştur. Özellikle ücrete hak kazandıran işlemler ve ücrete hak kazanma zamanı ile ilgili hükümler yeniden ele alınmıştır. Bunun dışında ücret hakkıyla bağlantılı olarak acenteye çok geniş bir bilgi alma hakkının tanındığı görülmektedir. Acentelik sözleşmesi karşılıklı iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olmasına karşın 6762 sayılı TTK, sadece acentenin borçlarını düzenlemekte müvekkile yüklenen yükümlülükler konusunda ise susmaktaydı. Her ne kadar müvekkilin temel borcunun ücret ödemek olduğu kabul edilse de, acenteye ait bu önemli hakkın korunması açısından bazı önlemler alınması şarttır. Bu düşünceden yola çıkılarak, müvekkile, acentelik sözleşmesinin yerine getirilmesi için gerekli olan tüm hususlarda, özellikle acentenin yaptığı işlemleri kabul edip etmediğini ve iş hacminin acentenin bekleyebileceğinden önemli surette düşük olabileceğini bildirme yükümlülüğü yüklenmiştir. Türk içtihat hukuku tarafından öteden beri tanınan acentenin denkleştirme talebi de, 6102 sayılı TTK ile ilk defa düzenlenmiş bulunmaktadır. Denkleştirme talebi sayesinde müvekkilin acentelik sözleşmesinin sona ermesi ile elde ettiği menfaat ölçü alınarak ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek acenteye belli bir bedel ödenmektedir. Müvekkil sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde önemli menfaatler elde ediyorsa, denkleştirme talep edilebilecektir. Her ne kadar TTKda açıkça yer almasa bile, acentenin çabasıyla iş bağlantılarının önemli ölçüde genişletilmiş olması da, yeni müşteri temin etmekle eşdeğer görülmelidir. Sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra acentenin çalışma şeklini ve kapsamını belirleme konusundaki menfaati ile müvekkilin acentenin kendisiyle rekabet etmemesi yönündeki menfaati, rekabet yasağı anlaşması ile dengelenmeye çalışılmaktadır. TTK, müvekkilin acentelik sözleşmesi yürürlükteyken var olan rekabet yasağının sözleşme sona erdikten sonra da devam etmesine yönelik menfaatini dikkate almakta, ancak böyle bir anlaşmanın yapılmasını belli şartlara bağlamaktadır. Kanunda rekabet yasağı, kapsam ve süre bakımından sınırlandırılmakta ve acenteye rekabet etmemesi karşılığında uygun bir tazminat ödenmesi zorunluluğu getirilmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat