Acaba El Alem Ne Der?

Stok Kodu:
9786258267976
Boyut:
135-195-
Sayfa Sayısı:
158
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-03-10
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%38 indirimli
135,00TL
83,70TL
Havale/EFT ile: 82,03TL
9786258267976
595092
Acaba El Alem Ne Der?
Acaba El Alem Ne Der?
83.70
Başkaları tarafından kabul edildiğini hissetmek neredeyse evrensel bir insan arzusudur. Ne de olsa akranlarımıza uyum sağlamanın, güven ve saygı duymanın başarı ölçütü olduğu gruplarda hayata tutunabilmek için onlara yönelik aidiyet duygusu taşırız. Ait olma ihtiyacı DNA'mızda var. Ancak bazen aidiyet ihtiyacı doğamız gereği ön plana çıkar ve başkalarının bizim hakkımızda düşündükleri, bizim kendimiz hakkında düşündüklerimizden daha fazla önemli olur. Romalı Stoacı Filozof Marcus Aurelius'un neredeyse iki bin yıl önce gözlemlediği gibi ister arkadaş, ister yabancı, ister düşman olsunlar, "Hepimiz kendimizi diğer insanlardan daha çok seviyoruz ama onların fikirlerine kendi düşüncelerimizden daha çok önem veriyoruz." Bazen ait olma ve başkaları tarafından sevilme ihtiyacımız devreye girer ve başkalarının bizim hakkımızda düşündükleri, bizim kendimiz hakkında düşündüklerimizden ve hissettiklerimizden daha önemli hâle gelir. Başkalarının bizi sevmesini ve bize saygı duymasını istemek insanî bir duygudur. Ancak başkalarının bizim hakkımızdaki düşüncelerini çok fazla kafaya takıp onların düşüncelerini hayatımızın merkezine koyarsak ve o düşüncelere göre hayatımızı yaşarsak bu düşünceler, sağlıklı ve mutlu bir hayatın önündeki en büyük engellerdir. Başkaları tarafından onaylanma düşüncesi ve kendi hayatını başkalarının yönetmesinden kurtulma zamanı! Sen bir seçim yaparken “Başkası acaba ne der, bana onay verirler mi, bu fikrimi beğenirler mi?” kaygıları mı taşıyorsun? Kendi beğenilerinden, mutluluğundan, eş seçiminden, evinden yemek düzenine kadar kendi zevklerinden vazgeçip başkasının fikrine göre yaşayanlardan mısın? Mutsuz göründüğünde senin hakkında diğerlerinin ne düşündüğü önemli mi? Ne yapacağına, ne giydiğine, nasıl bir evlilik yapacağına, eşinin ve evinin nasıl olacağına karar verirken insanların neler düşündükleri senin için çok mu önemli? İnsanların onayına ihtiyacın var mı sence? Peki, mutluluk senin için ne anlama geliyor? Arkadaşım mutlu olsun, ben mutsuz olayım diyenlerden misin? İnsanlar hiçbir zaman hakkımda olumsuz düşünmesin, insanlar benim hakkımda daima iyi düşünsün, insanları hep mutlu edeyim düşünceleri ile mi hayat yolundan geçiyorsun? “Ben hapishane hayatı yaşamaya razıyım, yeter ki çevremdekiler memnun olsun” diyenlerdensen işte bu kitap tam sana göre. Başkalarının senin hayatında yönetmen olması yüzünden kendin olamamışsın bugüne kadar. Artık kendin ol, hayallerini gerçekleştir. Kendi hayatının yönetmeni ve kahramanı olma zamanı geldi. Kendin için kendin ol, kendin için anne ol, kendin için eş ol, kendin için evlat ol. Kendi tercihlerinin sonucunu yaşa. Kendi hayatının dizginleri senin elinde olsun. Mutluluk senin de hakkın. Ve bunun şimdi tam sırası! Erteleme asla! Çünkü hayat ertelemeye gelmez.
Başkaları tarafından kabul edildiğini hissetmek neredeyse evrensel bir insan arzusudur. Ne de olsa akranlarımıza uyum sağlamanın, güven ve saygı duymanın başarı ölçütü olduğu gruplarda hayata tutunabilmek için onlara yönelik aidiyet duygusu taşırız. Ait olma ihtiyacı DNA'mızda var. Ancak bazen aidiyet ihtiyacı doğamız gereği ön plana çıkar ve başkalarının bizim hakkımızda düşündükleri, bizim kendimiz hakkında düşündüklerimizden daha fazla önemli olur. Romalı Stoacı Filozof Marcus Aurelius'un neredeyse iki bin yıl önce gözlemlediği gibi ister arkadaş, ister yabancı, ister düşman olsunlar, "Hepimiz kendimizi diğer insanlardan daha çok seviyoruz ama onların fikirlerine kendi düşüncelerimizden daha çok önem veriyoruz." Bazen ait olma ve başkaları tarafından sevilme ihtiyacımız devreye girer ve başkalarının bizim hakkımızda düşündükleri, bizim kendimiz hakkında düşündüklerimizden ve hissettiklerimizden daha önemli hâle gelir. Başkalarının bizi sevmesini ve bize saygı duymasını istemek insanî bir duygudur. Ancak başkalarının bizim hakkımızdaki düşüncelerini çok fazla kafaya takıp onların düşüncelerini hayatımızın merkezine koyarsak ve o düşüncelere göre hayatımızı yaşarsak bu düşünceler, sağlıklı ve mutlu bir hayatın önündeki en büyük engellerdir. Başkaları tarafından onaylanma düşüncesi ve kendi hayatını başkalarının yönetmesinden kurtulma zamanı! Sen bir seçim yaparken “Başkası acaba ne der, bana onay verirler mi, bu fikrimi beğenirler mi?” kaygıları mı taşıyorsun? Kendi beğenilerinden, mutluluğundan, eş seçiminden, evinden yemek düzenine kadar kendi zevklerinden vazgeçip başkasının fikrine göre yaşayanlardan mısın? Mutsuz göründüğünde senin hakkında diğerlerinin ne düşündüğü önemli mi? Ne yapacağına, ne giydiğine, nasıl bir evlilik yapacağına, eşinin ve evinin nasıl olacağına karar verirken insanların neler düşündükleri senin için çok mu önemli? İnsanların onayına ihtiyacın var mı sence? Peki, mutluluk senin için ne anlama geliyor? Arkadaşım mutlu olsun, ben mutsuz olayım diyenlerden misin? İnsanlar hiçbir zaman hakkımda olumsuz düşünmesin, insanlar benim hakkımda daima iyi düşünsün, insanları hep mutlu edeyim düşünceleri ile mi hayat yolundan geçiyorsun? “Ben hapishane hayatı yaşamaya razıyım, yeter ki çevremdekiler memnun olsun” diyenlerdensen işte bu kitap tam sana göre. Başkalarının senin hayatında yönetmen olması yüzünden kendin olamamışsın bugüne kadar. Artık kendin ol, hayallerini gerçekleştir. Kendi hayatının yönetmeni ve kahramanı olma zamanı geldi. Kendin için kendin ol, kendin için anne ol, kendin için eş ol, kendin için evlat ol. Kendi tercihlerinin sonucunu yaşa. Kendi hayatının dizginleri senin elinde olsun. Mutluluk senin de hakkın. Ve bunun şimdi tam sırası! Erteleme asla! Çünkü hayat ertelemeye gelmez.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat