9786051465395
705476
https://www.sehadetkitap.com/urun/6098-sayili-turk-borclar-kanunu-serhi-2-cilt-takim
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi (2 Cilt Takım)
381.06
Kitabımızın kısa bir sürede tükenişi ve TBK mad. 584 ün değişmesi ile 6502 sayılı yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) yürürlüğe girmesi gibi faktörler dikkate alınarak (sadece bunlarla ilgili değişiklikle) yeni bir baskısının yapılması uygun görülmüştür.
Daha kapsamlı baskı ise yeni bir kanun olması nedeniyle gerek bilimsel öğretinin gelişmesi ve gerekse Yargıtay içtihatlarının oturmasından sonra yapılması düşünülmektedir.
Elinizdeki kitap 1. 7. 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu Şerhi'nden ibarettir. Zira kanun maddeleri kanundaki sıra uyarınca birer birer ele alınmış ve maddedeki fikir silsilesi takip edilerek çok zamanda cümle cümle incelenerek yorumlanmıştır. Gerçekten de 818 sayılı eski Borçlar Kanunu'na göre 105 madde fazla olan ve reform sayılabilecek pek çok düzenlemeye de yer vermiş bulunan yeni Türk Borçlar Kanunu şerh edilirken elbette yalnızca eski doktrin ve içtihatlarına dayanılmayacaktı. Fakat abartılı olarak ileri sürüldüğü gibi -Abidevi bir temel kanunu, bütünüyle bir köşeye atmak, onunla ilgili tüm içtihatları da bir yana bırakmak- (Başpınar, Veysel: 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'na İlişkin Genel Değerlendirme, Prof. Cevdet Yavuz'a Armağan, İst. 2011, sh. 31) demek değildir. Zira yeni TBK'nun yasalaşması aşamasında bilim komisyonu üyesi olarak görev yapmış bulunan Prof. Dr. Nevzat Koç'un açıkladığı gibi -818 sayılı eski Borçlar Kanunu'nun sistematiği ve özü büyük ölçüde korunmuştur. Bununla birlikte, yeni Kanunda reform niteliğinde sayılabilecek pek çok düzenleme de yer almaktadır. O nedenle, yeni Türk Borçlar Kanunu, kısa bir düzenlemeden ibaret değildir. Her şeyden önce, 818 sayılı eski BK'na göre 105 madde fazlalığı vardır. Zira 818 sayılı eski BK. 544, yeni TBK ise 649 maddeden oluşmaktadır. Birinci kısımdaki genel hükümler, 1 ilâ 206 maddeler arasında, ikinci kısımdaki özel borç ilişkileri ise, 207 ilâ 645. maddeler arasında düzenlenmiştir. - (Cevdet Yavuz'a Armağan, İst. 2011, sh. 18). Buradan çıkarılacak sonuç şudur: Yeni Kanundaki reform niteliğindeki pek çok düzenleme, Kanunun yayımı tarihinden sonra yapılan bilimsel çalışmalar (sempozyum, tez, makale vb. ) dikkate alınarak açıklanmış; aynı yöntem eski 818 sayılı BK'nun sistematiği ve özü itibariyle tamamen korunmuş (ki bu husus maddelerin gerekçelerinde, -metinde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanunu'na göre bir hüküm değişikliği yoktur- formül cümlesiyle belirtilmiştir) düzenlemeler için ise buna ek olarak güncelliğini yitirmeyen Yargıtay kararlarından da yararlanılmıştır. Onun için kitaptan yararlanacak hukukçuların -kanun daha yürürlüğe girmeden bu içtihatlar da nereden çıktı- yanlış kanısına varmamaları gerekir. Zira hukuk uygulamasının her hal ve safhasında hakim, değeri sabit olmuş bilimselöğretiyle Yargıtay kararlarından esinlenmelidir (Egger, A. : İsviçre Medeni Kanunu Şerhi, Çev. Volf Çernis, Ank. 1947, sh. 54). Kaldı ki yayınlandığı tarihe kadar, TBK ile ilgili verilmiş yeni içtihatların tümü de kitapta yer almış bulunmaktadır.
Yeni TBK. ile ilgili bu şerh, hukuksal sorun hakkında çabuk bilgi edinmek için bir araca başvurma ihtiyacında kalan hukukçuya tüm sorunlarda çok değerli hizmetler sunacaktır. Zira kitap onlara gerekli bilgiyi kısa ve net olarak vermek amacını gütmektedir. Bundan ayrı olarak bilimselöğretide ve uygulamada hakim olan baskın görüş de sergilenmiştir. Zira hukukçuların (ve özellikle uygulayıcıların) borçlar hukukuna ilişkin herhangi bir hukuk sorunu hakkında, uzun araştırmalarla zaman yitirmeden açık bilgi edinebilmeleri bir zorunluluktur.
Türk Borçlar Kanunu şerhi demek, maddeleri sıraladıktan sonra altlarına gerekçelerini ve yeterli olmayan (özellikle 2010 tarihinden sonra yayınlanan makaleler, kongre tebliğleri, monografiler ve ders kitaplarına dayanmayan) açıklamaları koymak değildir. Bu şerh herhalde Almanca kaleme alınmış olan Bern ve Zürich şerhleri ile kıyaslanacak değildir. Zira bu derece bilimsel üstünlük iddiasında bulunmayan elinizdeki şerh sadece Türk hukukçusu için temel başvuru kaynağı oluşturabilmek amacını gütmektedir. Bunda az da olsa başarılı olursa yazar kendisini mutlu hissedecektir.
Kitabımızın kısa bir sürede tükenişi ve TBK mad. 584 ün değişmesi ile 6502 sayılı yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) yürürlüğe girmesi gibi faktörler dikkate alınarak (sadece bunlarla ilgili değişiklikle) yeni bir baskısının yapılması uygun görülmüştür.
Daha kapsamlı baskı ise yeni bir kanun olması nedeniyle gerek bilimsel öğretinin gelişmesi ve gerekse Yargıtay içtihatlarının oturmasından sonra yapılması düşünülmektedir.
Elinizdeki kitap 1. 7. 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu Şerhi'nden ibarettir. Zira kanun maddeleri kanundaki sıra uyarınca birer birer ele alınmış ve maddedeki fikir silsilesi takip edilerek çok zamanda cümle cümle incelenerek yorumlanmıştır. Gerçekten de 818 sayılı eski Borçlar Kanunu'na göre 105 madde fazla olan ve reform sayılabilecek pek çok düzenlemeye de yer vermiş bulunan yeni Türk Borçlar Kanunu şerh edilirken elbette yalnızca eski doktrin ve içtihatlarına dayanılmayacaktı. Fakat abartılı olarak ileri sürüldüğü gibi -Abidevi bir temel kanunu, bütünüyle bir köşeye atmak, onunla ilgili tüm içtihatları da bir yana bırakmak- (Başpınar, Veysel: 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'na İlişkin Genel Değerlendirme, Prof. Cevdet Yavuz'a Armağan, İst. 2011, sh. 31) demek değildir. Zira yeni TBK'nun yasalaşması aşamasında bilim komisyonu üyesi olarak görev yapmış bulunan Prof. Dr. Nevzat Koç'un açıkladığı gibi -818 sayılı eski Borçlar Kanunu'nun sistematiği ve özü büyük ölçüde korunmuştur. Bununla birlikte, yeni Kanunda reform niteliğinde sayılabilecek pek çok düzenleme de yer almaktadır. O nedenle, yeni Türk Borçlar Kanunu, kısa bir düzenlemeden ibaret değildir. Her şeyden önce, 818 sayılı eski BK'na göre 105 madde fazlalığı vardır. Zira 818 sayılı eski BK. 544, yeni TBK ise 649 maddeden oluşmaktadır. Birinci kısımdaki genel hükümler, 1 ilâ 206 maddeler arasında, ikinci kısımdaki özel borç ilişkileri ise, 207 ilâ 645. maddeler arasında düzenlenmiştir. - (Cevdet Yavuz'a Armağan, İst. 2011, sh. 18). Buradan çıkarılacak sonuç şudur: Yeni Kanundaki reform niteliğindeki pek çok düzenleme, Kanunun yayımı tarihinden sonra yapılan bilimsel çalışmalar (sempozyum, tez, makale vb. ) dikkate alınarak açıklanmış; aynı yöntem eski 818 sayılı BK'nun sistematiği ve özü itibariyle tamamen korunmuş (ki bu husus maddelerin gerekçelerinde, -metinde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanunu'na göre bir hüküm değişikliği yoktur- formül cümlesiyle belirtilmiştir) düzenlemeler için ise buna ek olarak güncelliğini yitirmeyen Yargıtay kararlarından da yararlanılmıştır. Onun için kitaptan yararlanacak hukukçuların -kanun daha yürürlüğe girmeden bu içtihatlar da nereden çıktı- yanlış kanısına varmamaları gerekir. Zira hukuk uygulamasının her hal ve safhasında hakim, değeri sabit olmuş bilimselöğretiyle Yargıtay kararlarından esinlenmelidir (Egger, A. : İsviçre Medeni Kanunu Şerhi, Çev. Volf Çernis, Ank. 1947, sh. 54). Kaldı ki yayınlandığı tarihe kadar, TBK ile ilgili verilmiş yeni içtihatların tümü de kitapta yer almış bulunmaktadır.
Yeni TBK. ile ilgili bu şerh, hukuksal sorun hakkında çabuk bilgi edinmek için bir araca başvurma ihtiyacında kalan hukukçuya tüm sorunlarda çok değerli hizmetler sunacaktır. Zira kitap onlara gerekli bilgiyi kısa ve net olarak vermek amacını gütmektedir. Bundan ayrı olarak bilimselöğretide ve uygulamada hakim olan baskın görüş de sergilenmiştir. Zira hukukçuların (ve özellikle uygulayıcıların) borçlar hukukuna ilişkin herhangi bir hukuk sorunu hakkında, uzun araştırmalarla zaman yitirmeden açık bilgi edinebilmeleri bir zorunluluktur.
Türk Borçlar Kanunu şerhi demek, maddeleri sıraladıktan sonra altlarına gerekçelerini ve yeterli olmayan (özellikle 2010 tarihinden sonra yayınlanan makaleler, kongre tebliğleri, monografiler ve ders kitaplarına dayanmayan) açıklamaları koymak değildir. Bu şerh herhalde Almanca kaleme alınmış olan Bern ve Zürich şerhleri ile kıyaslanacak değildir. Zira bu derece bilimsel üstünlük iddiasında bulunmayan elinizdeki şerh sadece Türk hukukçusu için temel başvuru kaynağı oluşturabilmek amacını gütmektedir. Bunda az da olsa başarılı olursa yazar kendisini mutlu hissedecektir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.