17-19. Yüzyıl Konya Kapadokya Halıları

Stok Kodu:
3000904100419
Boyut:
220-330-0
Sayfa Sayısı:
173
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1997-01-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
150,00TL
138,00TL
Havale/EFT ile: 135,24TL
3000904100419
375922
17-19. Yüzyıl Konya Kapadokya Halıları
17-19. Yüzyıl Konya Kapadokya Halıları
138.00
Halı sanatı ile ilgili çevrelerin dikkati, önce tabii olarak 1906 yılında Selçuklu halılarının 'keşfedildiği' Konya Alaeddirı Camii' ndeki sansasyonel buluntu ile bu bölgeye çevrildi.1930 yılında Beyşehir Eşrefoğlu Camii'nde bulunan, bilim dünyasındaki genel eğilime göre 13.-14. yy'a tarihlenen bir dizi erken dönem halının da Selçuklu halı grubuna eklenmesi ile Konya yöresi, halı sanatında vazgeçilmez yerini aldı, 'Konya Halıları' terminolojisi uzun yıllar 'Selçuklu Halıları' ile eşanlamlı olarak kullanıldı,20. yüzyılın ikinci yarısında, araştırmaların Karapınar, Obruk gibi, bölgedeki diğer önemli merkezleri, bunun yanısıra uzun yıllar halı sanatının gölgesinde kalmış Konya yöresi kilimlerini de ortaya çıkarmasının ardından, halı dünyası, Konya bölgesinin bir diğer halı grubu ile tanıştı. Sarı zeminli Konya halıları' olarak adlandırılan bu grup, içinde çeşitli tipleri barındırmaktadır, Selçuklu halılarından tanıdığımız sonsuzluk ilkesine göre sıra anmış sekizgenler yıldızlar, Memling halılarından tanıdığımız yıldız, gamalı haç motifleri ile bezeli sekizgen sıraları, tam, yarım ve çeyrek madalyonlar, düz veya diagonal çizgiler, çoğu kez dar ve uzun olarak dokunan bu halıların başlıca desen repertuarını oluşturmaktadır. Yün, : son derece parlak ve yumuşak, renkler ise, can alıcı tonlarda, sarı başta olmak üzere kırmızı, patlıcan moru, kayısı, mavi ve yeşilin en göz alıcı nüanslarını içerir, Motifleri çoğu kez siyahımsı koyulukta kahverengi bir kontur çerçevelemektedir. Bu halılar daha önce bir ticaret konusu olmamış, evlerde dokunup nadiren saklanmışlar, çoğu kez de neredeyse parçalanıncaya kadar kullanılmışlardır, Hiç ihraç edilmediklerinden: : ürü olsa gerek, ne yurt dışı koleksiyonlarda ne de bu halıları resmetmiş Avrupa resim sanatında karşımıza çıkmaktadırlar. Ancak arkaik karakterleri, çok eski bir geleneğin uzantısı oldukları ipucunu vermektedir. Tarihlenmeleri, eski yayınlarda büyük bir ihtiyatla genellikle 18. yüzyıla atfedilirken, daha yakın tarihlerde yapılmış araştırmalar, bunları 15.-16. yüzyıl kadar indirebilmektedir, Gene! kanı ise, pek çoğunun 17./18. yy'da; bazılarının ise 19. yüzyılda Konya, Aksaray, Nevşehir çevresinde dokunduğu doğrultusundadır. Sarı zeminli Konya veya daha geniş anlamda Konya-Kapadokya halıları, onları ilginç kılan özelliklerinden ötürü, dünya müzelerinde ve özel koleksiyonlarda giderek daha önemli bir yer almaya başlamışlardır. Ülkemizde ise bunların, Türk ve İslâm Eserleri Müzesi'nin zengin koleksiyonunun dışında, bir özel koleksiyonda, görülmemiş nicelik ve nitelikte yer alması, son derece şaşırtıcı, şaşırtıcı olduğu ölçüde sevindirici ve geleceğe dönük umut verici bir olgudur, Halı sanatının bu denli zengin bir geçmişe sahip olduğu ülkemizde Müzelerin dışında kayda değer bir halı koleksiyonunun olmayışı, bu konu ile uğraşan çevrelerde uzun yıllar bir soru işareti olarak kalmıştır. Halıların bir koleksiyon objesi olmak için uygun yere fazlası ile ihtiyaç gösteren hantal yapısı, saklanma ve sergilenmesindeki zorluk, onları, daha küçük koleksiyon objelerinin yanında daima avantajsız bir duruma sokmuştur, Bugün, böyle bir zahmetli yola, ünlü bir cerrahın, Dr, Ayan Gülgönen'in girdiğini görüyoruz. Kendisi belli bir tip halıya, 'Sarı zeminli Konya-Kapadokya Halılarına gönül verip, onları sabır ve titizlikle izleyip bulmuş; bilimsel bir yaklaşımla çağdaş yöntemlere göre restore ettirmiş, konuyu bir uzmanlık derecesinde inceleyip yayınlamış, bununla da yetinmeyerek, bu zevki başkalarıyla paylaşmak istemiştir, Bu ülkemizde ne yazık ki görmeye alışık olmadığımız bir tavırdır, Dr. Ayan Gülgönen bunların dışında, katıldığı pek çok uluslararası rnikrocerrahi kongresinde ülkemiz halı sanatının gönüllü bir elçisi sıfatıyla, Türk halılarını bilim çevrelerine çeşitli konferanslarla da tanıtmıştır. Dünyadaki en zengin ve önemli halı koleksiyonuna sahip olmakla övünen Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, Dr, Ayan Gülgönen'in koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktan büyük bir zevk ve gurur duymaktadır, Müzemizin yüzyıl başında cami ye türbelerden derlenen ve yıllar önce doğru bir satın alma kararı ile koleksiyonuna kattığı Konya-Kapadokya halıları, Dr. Ayan Gülgönen'in koleksiyonu ile birleşince, zengin bir çeşitliliğe kavuşan sergi, dünya halı meraklıları için kuşkusuz güzel bir ânı oluşturacaktır.
Halı sanatı ile ilgili çevrelerin dikkati, önce tabii olarak 1906 yılında Selçuklu halılarının 'keşfedildiği' Konya Alaeddirı Camii' ndeki sansasyonel buluntu ile bu bölgeye çevrildi.1930 yılında Beyşehir Eşrefoğlu Camii'nde bulunan, bilim dünyasındaki genel eğilime göre 13.-14. yy'a tarihlenen bir dizi erken dönem halının da Selçuklu halı grubuna eklenmesi ile Konya yöresi, halı sanatında vazgeçilmez yerini aldı, 'Konya Halıları' terminolojisi uzun yıllar 'Selçuklu Halıları' ile eşanlamlı olarak kullanıldı,20. yüzyılın ikinci yarısında, araştırmaların Karapınar, Obruk gibi, bölgedeki diğer önemli merkezleri, bunun yanısıra uzun yıllar halı sanatının gölgesinde kalmış Konya yöresi kilimlerini de ortaya çıkarmasının ardından, halı dünyası, Konya bölgesinin bir diğer halı grubu ile tanıştı. Sarı zeminli Konya halıları' olarak adlandırılan bu grup, içinde çeşitli tipleri barındırmaktadır, Selçuklu halılarından tanıdığımız sonsuzluk ilkesine göre sıra anmış sekizgenler yıldızlar, Memling halılarından tanıdığımız yıldız, gamalı haç motifleri ile bezeli sekizgen sıraları, tam, yarım ve çeyrek madalyonlar, düz veya diagonal çizgiler, çoğu kez dar ve uzun olarak dokunan bu halıların başlıca desen repertuarını oluşturmaktadır. Yün, : son derece parlak ve yumuşak, renkler ise, can alıcı tonlarda, sarı başta olmak üzere kırmızı, patlıcan moru, kayısı, mavi ve yeşilin en göz alıcı nüanslarını içerir, Motifleri çoğu kez siyahımsı koyulukta kahverengi bir kontur çerçevelemektedir. Bu halılar daha önce bir ticaret konusu olmamış, evlerde dokunup nadiren saklanmışlar, çoğu kez de neredeyse parçalanıncaya kadar kullanılmışlardır, Hiç ihraç edilmediklerinden: : ürü olsa gerek, ne yurt dışı koleksiyonlarda ne de bu halıları resmetmiş Avrupa resim sanatında karşımıza çıkmaktadırlar. Ancak arkaik karakterleri, çok eski bir geleneğin uzantısı oldukları ipucunu vermektedir. Tarihlenmeleri, eski yayınlarda büyük bir ihtiyatla genellikle 18. yüzyıla atfedilirken, daha yakın tarihlerde yapılmış araştırmalar, bunları 15.-16. yüzyıl kadar indirebilmektedir, Gene! kanı ise, pek çoğunun 17./18. yy'da; bazılarının ise 19. yüzyılda Konya, Aksaray, Nevşehir çevresinde dokunduğu doğrultusundadır. Sarı zeminli Konya veya daha geniş anlamda Konya-Kapadokya halıları, onları ilginç kılan özelliklerinden ötürü, dünya müzelerinde ve özel koleksiyonlarda giderek daha önemli bir yer almaya başlamışlardır. Ülkemizde ise bunların, Türk ve İslâm Eserleri Müzesi'nin zengin koleksiyonunun dışında, bir özel koleksiyonda, görülmemiş nicelik ve nitelikte yer alması, son derece şaşırtıcı, şaşırtıcı olduğu ölçüde sevindirici ve geleceğe dönük umut verici bir olgudur, Halı sanatının bu denli zengin bir geçmişe sahip olduğu ülkemizde Müzelerin dışında kayda değer bir halı koleksiyonunun olmayışı, bu konu ile uğraşan çevrelerde uzun yıllar bir soru işareti olarak kalmıştır. Halıların bir koleksiyon objesi olmak için uygun yere fazlası ile ihtiyaç gösteren hantal yapısı, saklanma ve sergilenmesindeki zorluk, onları, daha küçük koleksiyon objelerinin yanında daima avantajsız bir duruma sokmuştur, Bugün, böyle bir zahmetli yola, ünlü bir cerrahın, Dr, Ayan Gülgönen'in girdiğini görüyoruz. Kendisi belli bir tip halıya, 'Sarı zeminli Konya-Kapadokya Halılarına gönül verip, onları sabır ve titizlikle izleyip bulmuş; bilimsel bir yaklaşımla çağdaş yöntemlere göre restore ettirmiş, konuyu bir uzmanlık derecesinde inceleyip yayınlamış, bununla da yetinmeyerek, bu zevki başkalarıyla paylaşmak istemiştir, Bu ülkemizde ne yazık ki görmeye alışık olmadığımız bir tavırdır, Dr. Ayan Gülgönen bunların dışında, katıldığı pek çok uluslararası rnikrocerrahi kongresinde ülkemiz halı sanatının gönüllü bir elçisi sıfatıyla, Türk halılarını bilim çevrelerine çeşitli konferanslarla da tanıtmıştır. Dünyadaki en zengin ve önemli halı koleksiyonuna sahip olmakla övünen Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, Dr, Ayan Gülgönen'in koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktan büyük bir zevk ve gurur duymaktadır, Müzemizin yüzyıl başında cami ye türbelerden derlenen ve yıllar önce doğru bir satın alma kararı ile koleksiyonuna kattığı Konya-Kapadokya halıları, Dr. Ayan Gülgönen'in koleksiyonu ile birleşince, zengin bir çeşitliliğe kavuşan sergi, dünya halı meraklıları için kuşkusuz güzel bir ânı oluşturacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat